Parçacık Fiziği ve Tarihin Buluşması: Kozmik Işınlar Kullanılarak Büyük Giza Piramidi İçerisinde Bilinmeyen Bir Boşluk Keşfedildi

Antik Mısırlılar yaklaşık olarak 4500 yıl önce büyük Giza  piramidini aynı zamanda Cheops olarak bilinen Pharaoh Khufu’yu ölümden sonraki hayata götürmesi için bir mezar olarak inşaat etti. Bir grup...

Antik Mısırlılar yaklaşık olarak 4500 yıl önce büyük Giza  piramidini aynı zamanda Cheops olarak bilinen Pharaoh Khufu’yu ölümden sonraki hayata götürmesi için bir mezar olarak inşaat etti. Bir grup fizikçi atom altı parçacıkları kullanarak Khufu’nun bu büyük anıtında bilinmeyen bir boşluk tespit etmeyi başardılar.

Bu araştırmaya liderlik eden Mehdi Tayoubi bu kadar büyük bir boşluğun sebepsiz yere orada olamayacağını düşünüyor.  Bu keşif  arkeolog ve parçacık fizikçilerin ilgilerini birleştirdi.

Kendisinden küçük Khafre ve Mekaure piramitleri gibi bir mühendislik gizemi olan büyük Giza piramidi  2.3 milyon taş bloktan oluşuyor ve 140 metre yükseklik ile 230 metre genişliğe sahip. Arkeologlar bu piramidin milattan önce 2566 yılında ölen Khufu için yapıldığını biliyorlar. Ancak, uzun zamandan beridir nasıl yapıldığını ve nasıl bir yapıya sahip olduğunu merak ediyorlar.

Arkeologlar şimdi çok ilginç bir kaynaktan yârdim alıyorlar : Kozmik ışınlar olarak bilinen ve uzaydan Dünya’ya yağan atom-altı parçacıklardan. Bir grup fizikçi atmosferde proton ve  diğer atomik çekirdeklerin kozmik ışınlarla çarpışması sonucu oluşan yüksek enerjili müonları kullanarak piramitte daha önce bilinmeyen bir boşluk olduğunu ortaya koydular.

Her dakika Dünya’daki her metrekareden on binlerce müon geçmektedir. Müonlar elektronlara çok benzerler ancak onlardan 207 kat daha ağırdırlar. Bu negatif yüklü parçacıklar çok ağır oldukları için absorbe edilmeden önce taşın içerisinde yüzlerce metre ilerleyebilir. Elektronlar ise sadece bir kaç cm ilerleyebilir.  Tıpkı doktorların X ışınlarını kullandığı gibi, fizikçiler müonları kullanarak volkanik dağlardan nükleer santrallere kadar bir çok yapıyı inceleyebilirler.  Bunu yapabilmek için tek yapmaları gereken şey bir müon detektörünü incelenecek yapının içerisine, altına yada yakınına yerleştirerek farklı yönlerden gelen müonları saymak .

Bilim insanları daha önce bu tekniği 1960’l ı yıllarda Khafre piramidinde gizli bölmeler olup olmadığını bulmak için kullandılar. Ancak hiç bir şey bulunamadı. Ancak 2016 yılında yapılan deneyde anormallikler tespit edildi ve duvarların arkasında bir şeylerin olabileceğini işaret etti. Bilim insanları Khufu piramidinin röntgenini çekebilmek için piramidin içerisine bir çok yere müon detektörü yerleştirerek her 2 ile 5 ay boyunca veri topladılar. Bu metodun çalıştığını ispatlamak için bilinen 3 boşluğu, kral ve kraliçenin odaları ve onları birleştiren uzun koridoru öncelikle bulabilmeyi başardılar.

Ancak araştırmacılar  büyük galerinin tam üzerinde yeni bir boşlukta tespit ettiler. Bu buluşlarını bugün Nature dergisine bildirdiler.  Bu kovuk bir katedral gibi yaklaşık olarak 8 metre yüksekliğe, 2 metre genişliğe ve 30 metre uzunluğa sahiptir. Bu kovuk piramidin merkezinin 20 metre üstünde yer alıyor.

Bilim insanları 3 farklı detektörle 3 farklı deney  yaparak her seferinde aynı sonucu elde etmeyi başardılar. Bu elde edilen sonucun güvenirliğini ortaya koyuyor. Ancak bu boşluğun detayları henüz bilinmiyor. Tek bir boşluk  veya bir çok yan yana boşluktan oluşabilir.

Bu kovuğa ulaşılamadığı için şu aşamada kovuğun işlevi sadece tahmin edilebilir. Arkeologlar bir mezar odası olmadığını düşünüyor.

Bu kovuğun hakkındaki tüm sorulara cevap bulabilmek için araştırmacıların daha fazla müon görüntüleme deneyi yapması gerekiyor. Bu daha fazla detektörün piramidin içerisine ve yakınına yerleştirilmesi anlamına geliyor.  Bu kovuğun detaylı yapısını anlamak piramidin nasıl inşaat edildiğini anlamaya da yardımcı olabilir.

 

Kaynak: http://www.sciencemag.org/news/2017/11/cosmic-rays-reveal-unknown-void-great-pyramid-giza?utm_source=sciencemagazine&utm_medium=facebook-text&utm_campaign=cosmicrays-16152

 

Kategori
BÜLTENDeneyFizikParçacık Fiziği

Dr. Atac lisans eğitimini Karadeniz Teknik Üniversitesinde aldı. Doktora derecesini 2017 yılında Temple Üniversitesinde, Coulomb Sum Rule adı verilen Deney üzerinde çalışarak elde etti. Şu an Temple Üniversitesinde Research Assistant Professor olarak çalışmaktadır. Dr. Atac ayrıca Fizik Akademisi’nin kurucusudur.
Henüz Yorum Yok

Cevap Yaz

ETKİNLİKLER

There are no upcoming events.

TWİTTER


ÜYE OL

Sitemize Üye olarak yeni yazılarımızı emailinize günlük alabilirsiniz

Kayıt olduğunuz için teşekkür ederiz

Bir şeyler yanlış gitti

Benzer Yazılar

  • Çevre dostu bir malzeme: Grafen

    Grafen, bilinen en ince ve en hafif bir malzeme olmasının yanı sıra esnek, saydam ve aynı zamanda da çevre dostu bir malzemedir. Evrende var olan malzemelerin hemen hemen hepsi...
  • Haftanın Kitap Önerisi:Derin Uzay

    Uzun zaman önce gökbilimciler Dünya’nın eşsiz olduğunu düşünüyordu.Artık Güneş etrafında dönen yedi gezegen daha olduğunu biliyoruz.Bir zamanlar Güneş’in eşsiz olduğunu düşünüyorduk.Artık Samanyolu’nda yüz milyarlarca güneş olduğunu biliyoruz.Yalnızca yüz yıl...
  • Aktif karbon nedir ve nerelerde kullanılır?

    Aktif karbon veya amorf karbon karbon elementinin bir allotropudur. Geniş gözenek hacmi ve yüksek yüzey alanı gibi karmaşık yapıya sahip olmasının yanısıra biçimsiz yüzey şekline ve yüksek oranda karbon...
  • Temel Parçacıklar ve Fizik Yasaları

    Yirminci yüzyılda en önemli iki kavramsal ilerleme, kuşkusuz görelilik ve kuantum mekaniğidir. Bu ikisini tek parça halinde birleştiren bir kuram geliştirme uğraşı, zor ve halen süregelen bir meydan okumadır....