Kuantum Dolaşıklık: Bohr mu? Yoksa Einstein mı Haklıdır?

http://www.physics-astronomy.com da yayınlanan makaleye göre :Kuantum Mekaniği fizikçiler tarafından keşfedilmiş en başarılı teorilerden biridir ve başarısı hakkında hiç şüphe yoktur, ancak fizikçiler ne anlama geldiği hakkında hala tartışmaya devam ediyor....

http://www.physics-astronomy.com da yayınlanan makaleye göre :

Kuantum Mekaniği fizikçiler tarafından keşfedilmiş en başarılı teorilerden biridir ve başarısı hakkında hiç şüphe yoktur, ancak fizikçiler ne anlama geldiği hakkında hala tartışmaya devam ediyor. Kuantum Mekaniği gerçekliğin doğası hakkında bize ne söylüyor? Kuantum Mekaniği neredeyse modern çağın bütün eşyalarını oluşturur, hatta bu yazıyı okumak için kullandığınız bilgisayar ve ya telefon Kuantum Mekaniğinin sonucudur, ancak Kuantum Mekaniği hala son derece gizemlidir. 1920 yılında Albert Einstein tarafından sorulan temel soruların yanıtları hala açıklanamamaktadır.

Neils Bohr için ölçüm her şeyi değiştirir. Bohr, ölçüm ve ya gözlem yapılmadan önce parçacığın özelliklerinin belirsiz olduğuna inanıyordu. Örneğin, çift yarık deneyinde bir elektron, dedektör ekranda elektronun yerini işaret etmeden önce, elektronu gözlemlediğiniz ana kadar bir dizi olasılıklar ile her yerde olabilir. Bohr’ un kuantum mekaniği yaklaşımına göre, bir parçacığı ölçtüğünüz zaman, ölçüm etkisi parçacığı tüm başka yerleri bırakması ve kesin bir konumu seçmesi için zorlar. Bu yüzden, ölçüm etkisi seçim yapması için parçacığı zorlar. Neils Bohr gerçekliğin doğasının tabiatı gereği belirsiz olduğunu kabul etti ancak Einstein bunu kabul etmedi. Einstein, sadece bir şeye bakmak için ölçüm yapıldığında değil, her zaman kesinliğe inandı. Çünkü Einstein, ben ayı seyretmediğimde dahi onun orada olduğunu düşünmek istiyorum dedi. Einstein kuantum mekaniğine bir şeylerin eksik olduğuna inandı. Gözlemlemediğinizde dahi parçacığı aynı yerde saptayabilmenize yardımcı olabilecek bir şeyler. Einstein’ nın savlarına karşın Neils Bohr hareketsiz kalmıştır.

1935 yılında Einstein kuantum mekaniğindeki bu boşluğu doldurabilen bir şeyi bulduğunu ve bunun kuantum teorisini tamamlamaya yardımcı olabileceğini düşündü. Bu “Kuantum Dolaşıklık” prensibidir. Kuantum mekaniğini en tuhaf, en saçma, en çılgın ve en gülünç yapan dolaşıklıktır. İki parçacık birlikte yakınlaşıp daha sonra özellikleri birbiriyle bağlantılı hale gelirse dolaşıklık olabilir. Kuantum mekaniği, Dikkat çekecek derecede, parçacılar zıt doğrultularda gönderilip ayrılsa da daha sonra parçacıkların yine de dolaşık kalacağını söyler. Bir elektron, diğer kuantum özelliklerinde olduğu gibi spin yapar ve genellikle tamamen bulanıktır ve bunun yanı sıra ölçtüğünüz ana kadar ve bunu yaparken belirsiz, ya saat yönünde ya da saat yönünün tersinde spin yaptığını bulacaksınız. Kuantum dolaşıklığa göre, bir parçacığı üzerinde ölçüm yapmak diğer parçacık ne kadar uzakta olursa olsun, hatta biri Dünya’da ve diğeri Ay’da olsa bile, diğer parçacığı etkileyecektir. Einsten için parçacıklar arasındaki bu tür tuhaf uzun menzilli bağlantı çok liturgisttir. Einstein bu bağlantıyı hayalet olarak adlandırdı. Çok uzun mesafelerde parçacıkların birbirleriyle iletişim kurabilmesinin yolu yoktur. Bu yüzden tamamen tuhaftır. Einstein dolaşık parçacıkların var olabileceğini kabul etti ve bu dolaşık parçacıkların eldivenler gibi olduğunu iddia etti. Bir eldiven çiftini iki farklı kutuya koyarsanız ve bu kutuları iki farklı yere gönderirseniz bir kişi ilk kutuyu açtığı zaman diğer kutuya bakmaya gerek kalmadan diğer eldiveni tahmin edebilir. İlk kutudaki sağ ele ait eldiven ise diğer kutudaki sol ele ait eldiven olmalıdır. Einstein aynı fikrin dolaşık parçacıklar için geçerli olduğunu, elektronların hangi yapılanma içinde olursa olsun ve birbirlerinden ayrıldıklarında ortaya çıkarabilmesi gerektiğini düşündü.

Peki kim haklıydı? Büyük mesafelerde dahi parçacıkların hemen diğerlerine bilgi transfer edeceğini söyleyen Bohr mu, yoksa parçacıklar arasında böyle bir garip iletişimin olmayacağına inanan ve herşeye bakmadan önce sonucun belli olduğuna inanan Einstein mı? Kuzey İrlandalı fizikçi John Bell bu soruyu deneyler altında inceledi. Çok sayıda parçacığı test etmek için bir makine dizayn etti. Farklı deneyler yaptıktan sonra, Bohr’ un doğru olduğunu ortaya çıkardı. Parçacıklardan birini ölçmek aralarında mesafe olmasa dahi diğerini aniden etkiliyor. Einstein bu garip davranışın imkansız olduğunu düşündü ancak deneyler bu davranışın gerçek olduğunu gösterdi. Bu tuhaf davranış gerçekti.

Kaynak:http://www.physics-astronomy.com/2014/02/quantum-entanglement-who-is-right.html#.Vb3Ewvntmkp

Kategori
BÜLTEN

Fizik Akademisi’nin kurucularindan biri olan yazarımız, Çukurova Üniversitesi Fizik bölümü Katıhal Fiziği Anabilim dalında yüksek lisans derecesini 2017 yılında aldı . 2017 yılında Çukurova Üniversitesi Fizik bölümü Katıhal Fiziği Anabilim dalında doktora eğitimine başladı. 2014 yılından beri Malzeme Araştırma Grubu’nda araştırmacı olarak çalışmaktadır.
ETKİNLİKLER

There are no upcoming events.

TWİTTER

Benzer Yazılar