Sürtünme, doğada sık olarak karşılaşılan bir olgudur. Sürtünme olmadan yürümemiz, yazı yazmamız veya yaylı çalgıları çalmamız mümkün olamazdı. Öte yandan, sürtünme sebep olduğu kullanılabilir enerji kaybı sebebiyle, mekanik sistemler için önemli bir sorun olarak görülmekte ve yüksek seviyede ekonomik kayba yol açmaktadır.
Birçok bilimsel ve teknolojik alan için önem teşkil etmesine rağmen, Leonardo Da Vinci’nin altı yüzyıl önce gerçekleştirdiği deneylerden beri sürtünme olgusuna yön veren temel fiziksel kanunlar hakkında şaşırtıcı derecede az miktarda bilgi edinilebilmiştir.
Bilkent araştırmacıları, atomik seviyede düzlüğe sahip nanometre ölçekli altın ve karbon yüzeylerden oluşan arayüzler oluşturmayı ve bu arayüzlerde sürtünme kuvvetinin ortam koşulları altında neredeyse sıfırlandığını göstermeyi başardılar. Bilim camiasında “yapısal kayganlık” olarak bilinen bu olgunun, teorik olarak moleküler seviyede temizlik gösteren vakum ortamlarında gözlemlenmesi beklenmekte ve bu alanda çalışan araştırmacılar tarafından ortam koşullarında yapısal kayganlığın gerçekleşmesi mümkün görülmemekteydi. Makalenin yazarlarından UNAM öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Engin Durgun’un başını çektiği hesaplamalar sonucu, deneylerde incelenen arayüzlerin ortam koşullarında dahi moleküler seviyede temiz kalabildiği ve bu şekilde yapısal kayganlığın gözlemlenebildiği gösterilmiş oldu.
Pennsylvania Üniversitesi Makine Mühendisliği ve Uygulamalı Mekanik Bölümü başkanı Prof. Robert W. Carpick, çalışmanın etkisi hakkında şu şekilde konuştu: “Bu çalışma, ortam koşulları altında yapısal kayganlığa dayanan düşük sürtünmeli hareketin ilk defa gözlemlenmesi gibi önemli bir keşfe işaret ediyor. Çalışmanın, yakın gelecekte bu alanda daha fazla araştırmayı teşvik edeceğini ve uygulama potansiyelinin inceleneceğini düşünüyorum.”
Bilkent Üniversitesi Fizik Bölümü öğretim üyesi ve UNAM’ın kurucusu Prof. Dr. Salim Çıracı ise araştırmanın önemini şu sözlerle dile getirdi: “Birçok araştırmacının rüyası haline gelen ortam koşullarında sürtünmesiz hareketin gerçekleştirilmesi, hiç şüphesiz asrımızın en önemli bilimsel gelişmelerinden biri olma potansiyeline sahiptir. Dr. Baykara ve Dr. Durgun’un bu alanda önemli bir adım attıklarına inanıyorum.”
Kaynak: Nature