Washington Post’un haberine göre:
Salı günü , ünlü fizikçi Stephen Hawking , Stockholm’deki KTH kraliyet teknoloji enstitüsünde bilim insanları ve medya mensuplarından oluşan bir kalabalığa kara delikler hakkındaki yeni teorilerini sundu.
Hawking’in sunumu , bilgi paradoksu adı verilen ve kara delikleri çalışan araştırmacıların kafasını karıştıran ünlü kara delik problemi üzerine yoğunlaştı. Kısaca bu problemi açıklayacak olursak; kara delikleri oluşturan bilgiler kara deliğin içerisinde kayboluyormuş gibi görünüyor ve tahminen kara delik kaçınılmaz şekilde ortadan kaybolduğunda bu bilgi ayni şekilde kayboluyor. Bu bilgiler , evrenin nasıl çalıştığı ile ilgili bilgilerimiz göz önüne alındığında kaybolamaz ve fizikçiler genel olarak bu bilginin kaybolmadığını düşünüyor. Öyle ise , kara delik ortadan kalktığında bu bilgi nereye gidiyor?
Bu durumu açıklamadan, evrende var olduğunu düşündüğümüz bir çok bilimsel yasanın doğruluğu tehlikeye girer. Hawking göre , şayet kara deliklerin bu yasalardan muaf olduğu ispatlanırsa ,bize göre var olan zaman konsepti çökebilir.
Hawking ,salı günü açıkladığı yeni teorisinde :bilginin kara deliğin içinde değil ,durum ufku adını verdiği , kara deliğin sınır kısmında kayıt edildiğini ortaya attı. Durum ufku , bir bakıma kara deliğin dışında yer alan bir kabuk gibidir.
Hawking’e göre , kara deliğe giren parçacıklar kendilerine ait bilginin izlerini bu kabuk üzerinde bırakırlar. Hawking radyasyonu adını verdiği durumda ise, parçacıklar kara delikten geri döndüklerinde , beraberinde bu bilginin bir kısmını taşırlar.
Hawking bu olayı şu şekilde özetledi: geri dönen parçacıktaki bilgi , bir ansiklopedi yakma gibidir. Ansiklopediyi yaktığınızda, külleri bir arada tutarsanız, hiç bir bilgi kaybetmezsiniz fakat külden bir şey okumak çok zordur.
Toplantıda yer alan Nobel ödüllü fizikçi Gerard t’Hooft ‘ta benzer şekilde düşünüyor. Bu teorinin doğruluğunu ortaya koymak için , çok daha fazla tartışmak gerekecek ve matematiksel denklemleri karşılaştırmak gerekecek.
Kaynak: