Bozon parçacıklarını keşfeden ve Bose-Einstein yoğunlaşmasına yaptığı katkıdan dolayı bilinen Nath Bose 1 Ocak 1894 yılında Hindistan’ın Kalküta şehrinde 7 çocuklu ailenin tek erkek çocuğu olarak dünyaya geldi. Bose’un hayatı çocukluk yaşından beri başarılarla doludur. Bose İlk başarısını Hindu okullarına giriş sınavında en yüksek alan ilk 5 öğrenci arasına girerek elde etti. Daha sonra Presidency College’a başladı ve burada ünlü bilim insanları Jagadish Chandra Bose Prafulla Chandra Ray ile birlikte orta düzey bilim dersleri almaya başladı.
Bose lisans derecesini 1913 yılında Presidency College’dan matematik alanında ve yüksek lisans derecesini 1915 yılında Kalküta Üniversitesinden aynı alanda aldı. Lisans ve yüksek lisans öğrenimi boyunca aldığı tüm derslerde en başarılı öğrenci oldu.
Bose Lisans derecesini aldıktan sonra 20 yaşında Usha Devi ile evlendi. Bose yüksek lisans derecesini aldıktan sonra 1916 yılında Kalküta üniversitesinde bir araştırmacı olarak görelilik teorisi üzerinde çalışmaya başladı. Kalküta üniversitesinde çalışırken yeni bölüm ve laboratuvarların açılmasında öncülük etti ve bu bölümlerde lisans ve yüksek lisans dersleri verdi.
Bose Kalküta üniversitesinde okurken aynı zamanda fizik bölümünde dersler de verdi. Saha ve Bose 1919 yılında Albert Einstein’ın özel ve genel görelilik makalelerinin Almanca ve Fransızca çevirilerinden faydalanarak ilk kez bir İngilizce kitap oluşturdu. Saha ve Bose bir süre boyunca teorik fizik ve matematik alanında birlikte bir çok çalışma gerçekleştirdiler.
Bose 1921 yılında yeni kurulan University of Dhaka’da fizik bölümüne katıldı ve burada bir çok bölüm, laboratuvar ve kütüphanenin kurulmasına öncülük etti. Bose burada üst düzey dersler verdi. Bose 1924 yılında yazdığı makalede Planck’in kuantum radyasyon kanunu klasik fiziği kullanmadan, aynı özelliklere sahip seviyeleri sayarak elde etti. Bose yazdığı bu makaleyi Almanya’da bulunan Albert Einstein’e gönderdi. Einstein Bose’un bu makalesinin önemli olduğunu gördü ve onun için Almancaya çevirerek prestijli bir dergi olan Zeitschrift für Physik’e yayınlanması için gönderdi. Bose’un bu makalesi onun tanınmasına öncülük etti ve Avrupa’ya 2 yıllığına giderek X ışınları ve kristalografi laboratuvarında Einstein ve Marie Curie gibi dönemin önemli bilim insanları ile çalışmasına olanak sağladı.
Einstein Bose’un fikrini benimsedi ve atomlarda kullanılması için geliştirdi. Bu Bose-Einstein yoğunlaşması adı verilen olayın öngörülmesine sebep oldu. Bozonlar adı verilen tam spine sahip parçacıklar bu olayın olmasına sebep olur.
Bose Avrupa’da geçirdiği iki yıldan sonra 1926 yılında University of Dhaka’ya geri döndü. Bose Doktora yapmamasına rağmen, Einstein onun profesör yapılmasını önerdi ve daha sonra fizik bölümünün başkanı yapıldı. Ancak geri döndükten sonra uzun bir süre boyunca herhangi bir makale yayınlamadı. Temmuz 2012’de yayınlanan bir New York Times makalesine göre, tanrı parçacığının babası olarak tanımlanan Bose ilgisini felsefe, edebiyat ve Hindistan bağımsızlık hareketi gibi başka alanlara kaydırdı. Daha sonra 1937 yılında başka bir makale yayınladı ve 1950’lerin başında birleşik alan teorisi üzerine çalışmalar yaptı. Dhaka’da geçirdiği 25 yıldan sonra 1945 yılında Kalküta’ya geri taşındı ve burada araştırmaya ve ders vermeye devam etti. Bose 1974 yılında vefat etti. Bose parçacık istatistiği üzerine yaptığı önemli çalışmalara rağmen Nobel Fizik ödülünü alamadı ancak bozonlar ve Bose –Einstein yoğunlaşması üzerine çalışmalar başka bilim insanlarına bir kaç Nobel ödülü verildi.
Bu yazı aşağıda verilen kaynaktan Türkçeye çevrilmiştir.
Kaynak : https://www.biography.com/people/satyendra-nath-bose-20965455